Antalya Sohbet

Antalya Sohbet

Antalya Sohbet

Antalya Sohbet Odaları içerisinde binlerce Antalyalı Sohbet Chat yapıyor, kendilerine arkadaş arıyor. Üstelik sadece Antalya ilinden değil Türkiye’nin 81 ilinden kullanıcılar Antalya Sohbet Odaları içerisinde Sohbet ederek kendilerine Antalya ilinden arkadaş arıyor.

Antalyalı kullanıcılarımız bilir fakat farklı illerden olup da kendilerine Antalya Sohbet Odaları içerisinde Antalya’dan arkadaş arayışında olan kullanıcılarımız için ilimizi tanıtalım. İlimizi tanıtmaya ise önce ki makalemizde kaldığımız yerden devam edelim.

Antalya Hakkında

Hititler dönemi

Anadolu’da ilk siyasi birliği sağlayan Hitit Devleti’nin kurulduğu dönemde yazı, Anadolu’ya yakın zamanda gelmişti. Anadolu’nun ortasında kurulmuş olan Hitit devleti dönemi, başlangıçta Antalya için sessiz ve karanlık geçti. Bölgenin tarih sahnesine çıkışı Hitit krallarının Batı Anadolu seferleri düzenlemesiyle başlar. Bugünkü Antalya il sınırları içinde kalan Perge, Kesros, Patara gibi eski coğrafya adlarının Hitit çağından kalma olduğunu MÖ 1267-1237 yılları arasında hüküm sürmüş Hitit Kralı III. Hattuşili’nin yıllıklarından öğrenilmiştir.

Konya‘nın Yalburt’unda bir Hitit hiyeroglifinde Patara’nın “Pataf” biçiminde geçmesi, bu aydınlanmayı güçlendiren buluntulardır. Buradan anlaşılan Hititlerin “Lukka ülkesi” diye adlandırdıkları Akdeniz sahiline kadar uzanmış olmalarıdır.

Hitit İmpratorluğu’nun yıkılmasının sebebi olan deniz kavimleri göçü sırasında bir kısım Akalıların bu bölgeye göç ettiklerinden Yunan mitolojisinde söz edilir. Truva Savaşları’ndan sonra bazı Aka boyları, Amphilokhos, Kalkhas ve Mopsos’un idaresinde Pamfilya’ya geldikleri; Perge, Sillyon, Aspendos ve Selge’yi kurdukları söylenmekle birlikte son bilimsel veriler bu kentleri yörenin yerli halkının kurduğunu göstermektedir. Bu Perge’nin Parha, Aspendos’un Estvedüs, Selge’nin Estlegiis, Silyon’un Selyuüs adlarından da bellidir.

Bölgeye Pamfilyalılar yerleşmeden MÖ 7. yüzyılda önce kısa bir dönem Rodoslular ve Dorluların, Kumluca ve Phaselis’te (Çıralı) bölgesini kolonileştirdiğini Eski Yunan kaynaklarında geçmektedir. Kumluca yakınlarında bulunan Rhodiopolis kenti bunun bir kanıtı sayılmaktadır.

Likya ve Pamfilya dönemi

Anadolu’daki antik kentlerin dağılışı

Antalya ili, tarihteki antik bölgelerden batı Pamfilya’nın güneydoğu ucunu ve doğu Likya’yı içine almaktadır.

Günümüz Antalyası’nın batı sınırları içinde yerleşen Likyalılar’ın kökenleri tartışılmakla birlikte, Hitit ve Antik Mısır kaynaklarında (MÖ 2000) Lukki veya Lukka adlı bir kavimden bahsedilmektedir. Bu kavim, kendilerini Termili olarak adlandıran Akdeniz kıyılarımızdaki güçlü komşuları Luvilere akrabalıkları ile bilinen Likya ulusundan olması kuvvetli ihtimaldir.

Sınırların nereleri olduğu üzerinde pek çok tartışma olan Pamfilya bölgesinin büyük bölümü günümüzdeki Antalya’nın içindedir. Kelime anlamı olarak “Tüm halklardan olan insanların yaşadığı memleket, Irkların ülkesi anlamlarına gelen Pamfilya’da isminden dolayı pek çok kavmin bir arada yaşadığı düşünülmektedir. Syedra kentinde ele geçen bir kehanet yazıtında “karışık milletlerin ülkesinde yaşayan siz Syedra Pamfuliyalıları…” denmektedir ki; bu yazıt da kentin toplumsal yapısı hakkında bilgi vermektedir.

Pamfilya Helenleri, karşılaştırmalı dilbilim yöntemlerine göre, Anadolu’daki en eski Helen gruplarından birini oluşturmuşlardır. Bunların dilinde Mukenlerin ve Dorların dil özelliklerinden bazılarına rastlanmaktadır. Bu nedenle MÖ ilk bin yılın başlarında Anadolu’ya göç etmiş oldukları kabul edilmektedir. Bunlar Anadolu’da karşılaştıkları insanlarla iç içe geçmiş, onların inanç ve çeşitli kültürel özelliklerinden etkilenmişlerdir.

Yalnızca bu Helenlerin değil, genel olarak Pamfilya’da yaşayan diğer halkların da erken dönem tarihi hakkında pek fazla belge bulunmamaktadır.

Sonuç olarak, ilk çağlardan Roma İmparatorluğu çağına kadar temelde halklar ve kültürler çerçevesinde ele alınmış çalışmalarda, bölgedeki Eski Çağ incelemelerinin henüz bir doygunluğa ulaşmadığı bellidir. Özellikle Roma öncesi evre açısından yanıtlanması gereken pek çok sorun vardır. Bunların açığa kavuşmasında dil incelemeleri büyük bir yer tutmaktadır. Antalya kenti, tüm Anadolu’da en çok yazılı belgenin ele geçtiği kenttir.

Bu niteliğiyle Antalya bölgesi tarih, dil ve arkeoloji incelemeleri için önemli bir merkezdir. Son yıllarda Köprüçayı yönünde daha önce örneklerine rastlanmamış olan yeni bir dile ilişkin yazılı kanıtlar bulunmuştur. Bu buluntular bölge incelemelerinin sanıldığından çok daha derin boyutları olduğunu göstermektedir.

admin 549
Cevap bırakın